Ş.DUMAN’IN KALEMİNDEN
Unutulmuş Duyguların İzleri: Ses
sizliğin Yankıları
Bazen hayat, sessizlikle dolu bir melodiyi çalar. Ne bir ses ne de bir haber gelir artık, beklediğimiz kişilerden. İşte o zaman, yalnızlıkla dolu bir hasretin içinde kayboluruz. Beklentilerimiz, yabancı bir selamın hüzünlü yankılarıyla karşılanır. Ellerimiz kendi kendimize, kederlerin içinde çırpınır durur.
Yaşam, zaman zaman bize sürprizler yapar. Beklentilerimizi karşılamayan bir gerçeklikle yüzleşiriz. İçimizdeki çocuk, kara bir sevdayla oyalanır ve değişmemiş bir şekilde hala masumiyetini korur.
Gülümsemek, yaşamın en güzel göstergelerinden biridir. Soğukluk, içimizdeki sıcaklığı dondurur. Ayrılık, her zaman bir acıyı taşır, ancak gülümsemeyle karşılanan bir ayrılık, içinde umut barındırır. Güz ayrılık taşır, ama aynı zamanda yeni başlangıçları müjdeleyen bir mevsimdir.
Bazen, sessizlik içinde kayboluruz ve çocuksu duygularımızı buluruz. O duygular, bize hayatın sahip olduğu derin anlamları hatırlatır. Gülümsemek ve sevmek, yaşamın bize sunduğu en değerli armağanlardır. Bu yüzden, sessizliği kucaklayıp, içimizdeki çocuğu dinlemeliyiz. Çünkü her sessizlik, yeni bir duygunun filizlenmesine zemin hazırlar.