hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

YALANCILARIN MUMU SÖNMÜYOR

Son Güncelleme :

06 Mart 2024 - 11:16

/ 181 kez okundu.
YALANCILARIN MUMU SÖNMÜYOR

Mehmet TALAY
Çoğunuz batılı ülkelerde en ağır cezaların cinayet ve vergi kaçakçılığı suçlarına verildiği sanır
Evet, doğrudur ama bir suç daha var ki onlar kadar ağır ceza verilir.
Yalancılık.
Yalan söylemek, sıralamada vergi kaçakçılığı ve cinayetten sonra gelen hem yasalara hem de ahlak kurallarına göre ağır suçtur.
Hele bir de bu yalan “yemin” altında söylenmişse ceza iki kat artmaktadır.
Batılı toplumlarda devletle kişi arasında, kişilerin kendi arasında, iş ilişkilerinde, aşk/evlilik/birlikte yaşama ve aile hayatında yalan söylemek hukuksal olarak cezalandırıldığı gibi ahlaki olarak da adeta toplumsal aforoz ile cezalandırılır.
Batılı devlet adamları ve siyasetçilerin en küçük yalanı ortaya çıktığında devletten ve siyasetten uzaklaştırılır.
Yalanı söyleyen siyasetçi zaten görevi sürdüremeyeceğini, sürdürse bile çok ağır toplumsal baskı altına kalacağını iyi bilir.

Doğu toplumlarında ise yalan söylemek, yalanı ustaca sürdürmek hukuksal olarak kabahat olarak kabul edildiği gibi bu yalanı yutturmayı başaranlar ise toplum tarafından “başarılı” kişi olarak addedilir.
Hatta bu kişi bir siyasetçiyse (sağcı ya da solcu fark etmez) söylediği yalandan dolayı takdir edilir.
Türkiye ve doğu ülkelerinde son yıllarda iktidar mücadelesinin en önemli argümanı, inandırmak için “algı yaratmaktır”.
Algı yaratmanın en temel silahları ise “kutsal değerleri istismar etmek ve yalan söylemektir”
Özellikle ülkemizde yalan söylemek ve bunu ustaca başarmak, söylediği yalanlara toplumu inandırmak siyaset kurumunun en önemli özelliği durumuna gelmiştir maalesef…

Bir şeyi iyi bilmek gerekir.
Bütün dünyada sağ siyasetler, devleti yönetmeye talip olduğunda “insanı daha insanca yaşatmak için değil, parayı yönetmek için iktidar olurlar.”
Paranın el değiştirmesini sağlamak, tekelleşmeyi hızlandırmak, küresel sermayeye uyum sağlamak ve bunun içinde sömürü çarkını en azgın olabilecek noktaya getirmek için her türlü düzenlemeyi yaparlar.

Bu sistemin kaçınılmaz sonucu yoksullaşmak ve hatta karın tokluğuna yaşamaktır.
Bu yine kaçınılmaz olarak önce homurdanmaya daha sonra da öfke dalgasına dönüşür.
İşte emekçilerin bu öfkelerini durdurmak ve yaratılan sistemin bozulmadan sürmesini sağlamak için toplumun sinir uçlarına dokunacak algılar yaratırlar.
Bu algıları, vatan-millet-bayrak ve dini değerleri istismar ederek, bir diğeri de olabildiğince yalan söylemekle oluştururlar.

Ve aynı yalanlar kırk kere söylendiğinde artık toplumsal hafızaya yerleşmiş ve önyargı haline gelmiş olurlar…
İşin garip tarafı ise, bu yalanlar daha sonra ortaya çıktığında ya pişkince sırıtırlar ya da inkâr ederek bir kez daha yalana başvururlar.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.