Kaldırımı Kim Gasp Ediyor?
Kaldırımı gasp eden Banka olunca ayrıcalık mı tanınıyor?
Kaldırımı normal vatandaş gasp etse, başına gelmeyen kalmaz!
Ama işin içine esnaf, mülk sahibi ya da “birileri” girince, bir anda herkesin gözü kör, kulağı sağır oluveriyor.
Yeri yazmaya gerek yok; çünkü artık bu görüntüler şehrin dört bir yanında karşımıza çıkıyor.
Kaldırımlar masa-sandalye işgali altında…
Kimisi malzeme deposu, kimisi otopark yapılmış.
Vatandaş kaldırımda yürüyemez hale gelmiş, bebek arabasıyla çıkan anne yolun ortasında araçlarla mücadele ediyor.
Burası medeniyetin beşiği olması gereken bir şehir değil mi?
Kaldırımlar bile gasp edilmiş!
Peki ya yetkililer ne yapıyor?
Görüyorlar, biliyorlar, ama görmezden geliyorlar.
Sanki “dokunmayın, idare edin” anlayışı yerleşmiş gibi.
Oysa bu mesele yalnızca zabıtanın değil; şehir yönetiminin, vicdanın ve adaletin meselesidir.
Bir şehirde vatandaş yaya olarak bile özgürce hareket edemiyorsa, orada düzen, hukuk ve kamu vicdanı yara almış demektir.
Kaldırımı gasp eden kadar, buna göz yuman da sorumludur.
Ve unutmayalım: Susarak seyredenler de bu gasbın ortağıdır.