
Mehmet BAKIR
Bir vali düşünün…
İktidar partisinin il başkanıyla, hatta il yönetimiyle adım adım yürüyen…
Hangi toplantıya bakarsanız, aynı karede; hangi açıklamayı dinlerseniz, aynı cümlede… Fotoğraflarda da, demeçlerde de hep yan yana…
Bir vali düşünün…
İktidar partisinin il yöneticilerinden habersiz tek bir karar alamayan…
Kiminle görüşeceğini, nerede konuşacağını, hangi törene katılacağını bile onlarla istişare eden bir yönetim anlayışı içinde…
Bir vali düşünün…
Sadece iktidar partisinin temsilcileriyle bir araya gelen, onlarla “yol arkadaşlığı” yapan…
Sanki devletin değil, partinin valisiymiş gibi davranan…
Peki diğer partilerin il başkanları nerede?
Onlar da bu ülkenin evladı, bu vatanın insanı değil mi?
Valilik makamı, tüm vatandaşlara eşit mesafede durmak zorunda değil mi?
Devletin temsilcisi olmak; partilerin değil, halkın yanında durmayı gerektirir.
Ama ne yazık ki son yıllarda, siyasetin gölgesi devletin her kademesine düşmüş durumda.
Bu da yalnızca makamların değil, halkın gözünde devletin de itibarını zedeliyor.
Devletin valisi olmak, partilerin değil halkın güvenini kazanmaktan geçer.
Unutulmamalı; tarafsızlık sadece bir erdem değil, devlet adamlığının temelidir.